Önceki hafta Veronika Ölmek İstiyor kitabını incelemiştik. Bu hafta Fareler ve İnsanlar kitap incelemesini yapacağız.
Herkesin kulağına aşina olduğu belki de çoğunuzun okuduğu Fareler ve İnsanlar’ı bir kere de benim gözümden değerlendirelim. Steinbeck bir çok romanında olduğu gibi bu hikayede de zamanının toplumsal meselelerini en açık ve etkileyici bir şekilde kaleme almış. Dostluğu, koşulsuz fedakârlığı, geçim sıkıntısını, sınıf farkını, işçi problemlerini ve hatta ırkçılığın izlerini çok derinden hissedebiliyorsunuz. Eğer daha önce yazarla tanışmadıysanız, bu roman başlangıç için çok uygun olacaktır. Dili diğer kitaplarına göre çok daha yalın olabilir ama çevre ve doğa betimlemeleri edebiyat adına sizi doyuracaktır. Keşke biraz daha uzun olsaydı diye düşündüğüm ve 10 üzerinden 9 verdiğim bir roman oldu.
Fareler Ve İnsanlar Kitap Özeti
Romanda birbirinden farklı karaktere ve özelliklere sahip iki işçinin yaşam mücadelesinden bahsediliyor. Lennie Small akli dengesi bozuk, fiziksel açıdan çok güçlü, hayatta kimsesi kalmamış bir karakter. Ona göz kulak olmayı görev edinmiş George Milton ise Lennie’ye göre daha çelimsiz ama çok zeki ve en önemlisi Lennie’ye koşulsuz sevgi besleyen bir karakter. Her iki işçinin de tek hayali vardır; çok çalışıp para biriktirmek, kendilerine ait bir toprak ve ev satın alabilmek. Tabi evin bahçesi ve en önemlisi tavşanları olmalıdır. Çünkü Lennie karakterinin bir özelliği vardır; yumuşak veya tüylü her şeye dokunmak ve okşamak. Hikâyenin akışında sürekli olarak bu özelliğe vurgu yapılıyor çünkü başlarına ne gelirse Lennie’ nin bu kontrolsüz sevgisinden geliyor. Çoğu zaman bir fareyi, köpeği hatta insanları bile severken öldürebiliyor. Bu yüzden George tıpkı bir ebeveyn gibi Lennie’nin hatalarını örtmeye çalışarak onu koruyup, hayatta tutmaya çalışıyor. Tabi bunda ne kadar başarılı olabilecek onu da sizler kitabı okursanız öğrenebileceksiniz.
‘Niye giremiyorsun ki yatakhaneye ?’ diye sordu Lennie.
‘Zenciyim de ondan. Yatakhanede kağıt oynuyorlar, ama ben zenci olduğum için onlarla oturup kağıt oynayamam. Kokuyormuşum ben, öyle diyorlar. Sana bir şey söyleyeyim mi, aslına bakarsan siz de bana kokuyorsunuz.’
Çiftlikte yaşayan işçilerin sosyal ve ekonomik yaşamı o dönem hakkında çok güzel detaylar içeriyor. Özellikle yukarıda ki paragraf 1930 ‘lar da ırkçılığın ne denli yaşanılır olduğunu gösteriyor. Ayrıca romanda sıklıkla işçiler üzerinden ‘yalnızlık’ vurgusu yapılmış. Kimi zaman bunu Lennie’nin ‘ya George beni bırakıp giderse’ düşüncesiyle, kimi zaman temizlik işçisi Candy’in yaşlı köpeğinden vazgeçememesiyle hissedebiliyorsunuz.
Böylesine kısa bir kitaptan oldukça fazla anlam çıkarabileceğimi düşünmemiştim açıkçası. Bakalım sonunu düşündükçe sizler de benim gibi ah be Lennie yerine, ah be George diyebilecek misiniz? Şimdiden keyifli okumalar.
Fareler Ve İnsanlar Kitap Alıntıları
Sana bir şey diyeyim mi? İnsan çok uzun süre yalnız kaldı mı hastalanır, yalnızlıktan hastalanır.
İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur. Bana zaten bu ikisi birlikte pek olmuyor gibi geliyor. Gerçekten akıllı bir adama bakıyorsun, hiç de iyi biri olmadığını görüyorsun.
…bu kahrolası dünyada herkes birbirinden korkmaya başladı.
Biz onlara benzemeyiz! Peki neden? Çünkü… Çünkü sen varsın benim yanımda ve ben varım senin yanında, bu yüzden işte…
Neden öldün ki hemen? Fare kadar küçük de değildin.
Ben varım senin yanında. Biz ikimiz hep birbirimizin yanındayız, işte böylece bizi düşünen biri var dünyada.
Ona öyle alışmıştım ki..
Kötülük olsun diye yapmadım ki,
“Sadece sevmek istemiştim George.”
Fareler Ve İnsanlar Kitap Fiyatları
Kitapyurdu ; D&R ; BKM