Claude Elwood Shannon ve Warren Weaver, bu iletişim modelinin yaratılmasıyla tanınır. Bu modeli ilk olarak 1948’de Matematiksel İletişim Kuramı’nda yayınladılar. Daha sonra ikisi, 1949’da bir önceki yıl yayınlanan teoriyi yeniden basan bir kitabın yazarlığını yaptı.
Shannon bir matematikçi ve elektronik mühendisiyken, Weaver bir bilim adamıydı. İkisi de bu iletişim modeli üzerinde çalıştı.
Bu model, gönderici ve alıcı arasındaki iletişimi kolaylaştırmak için geliştirilmiştir. Berlo ve Aristoteles’in iletişim modelinden farklı olarak, Shannon ve Weaver’ın iletişim modeli, gürültü adı verilen iletişim akışını etkileyen bir faktör tanımlar.
Ancak, Gürültü faktörünün daha sonra eklendiğini belirtmek önemlidir. Ayrıca iletişim modellerinde alıcıdan göndericiye geri bildirimi de dikkate aldılar.
Modelin Geliştirilmesi
Shannon ve Weaver, bilgiyi daha verimli ve hızlı bir şekilde iletmenin bir yolunu ararken, Shannon ve Weaver iletişim modeli denen şeye rastladılar ve keşfettiler.
Birincil amaç, iletişimi elektrik sinyallerine dönüştürebilecek bir yol bulmaktı. Bunun, o sırada telefon kablolarıyla çalışan mühendislerin işlerini kolaylaştırması bekleniyordu.
Örneğin, internetten herhangi bir bilgi indirdiğimizde, bu dosyalar saniyede bit olarak hesaplanır. Bu hesaplama, Shannon ve Weaver tarafından geliştirilen matematiksel modellere dayalı olarak yapılır.
Daha sonra kritik bir bileşen ekleyerek lineer modeli silindirik bir modele dönüştüren Weaver’dı. Model, iletişimin neredeyse tüm alanlarında uygulanabilir. Bu model, tüm iletişim modellerinin anası olarak adlandırılmıştır.
Shannon ve Weaver Modelinin Bileşenleri
Shannon ve Weaver modelinin altı temel bileşeni vardır:
1. Gönderen (Sender)
Gönderici, mesajın geldiği kişidir. Gönderici, mesajı oluşturan ve alıcıya gönderen kişidir.
Gönderici, bir kişi, bir şirket veya her ikisinin birleşimi gibi mesajın oluşturulmasından sorumlu herhangi biri olabilir.
2. Kodlama (Encoder)
Kodlama, internetteki ikili veriler veya videolardaki elektriksel darbeler veya radyodaki ses dalgaları gibi mesajın iletildiği yöntemdir.
Bunlardan herhangi biri veya hepsinin bir kombinasyonu olabilir. Öncelikle mesajın iletildiği yöntemdir.
3. Kanal (Channel)
Kanal göndericiden alıcıya mesaj iletmek için kullanılır. Örneğin, e-posta, bir mesajın alıcıya iletildiği bir kanal olabilir.
Bir telefon görüşmesi, göndericiden bir mesajın iletildiği bir kanal olarak da düşünülebilir.
4. Kod Çözme (Decoder)
Kod çözme, kodlamanın tam tersi işlevini yapar. Örneğin, kodlama önceden teslim edilecek kutuyu paketliyorsa, kod çözücü kutuyu açar.
Örneğin, bilgisayarınıza şifreli bir e-posta gönderilirse, postanın mesajını alıcıya iletmek için alıcının bilgisayarı tarafından kodu çözülür.
5. Alıcı (Receiver)
Mesajın alıcısı alıcı olarak bilinir.
Alıcı, iletişim kanalının diğer ucunda, gönderenin tam karşısındadır. Bu, gönderenin daha önce iletişim kurmaya çalıştığı kişi veya kuruluştur.
Alıcı, göndericinin gönderdiği mesajı anlayabilecek teknolojiye sahip olmalıdır. Örneğin, size bir metin mesajı gönderildiyse, kısa mesajı okumak için cep telefonunuz olmalıdır.
Benzer şekilde, alıcı mesajı almak ve anlamak için gerekli tüm araçlara sahip olmalıdır; Aksi takdirde, mesaj zorlayıcı olmayacak ve birbirleriyle iletişim kurma fikri tamamen kaybolacaktır.
6. Gürültü (Noice)
Gürültü, iletişim sürecinde meydana gelen kesintidir. Adından da anlaşılacağı gibi, bir iletişim sürecini kesintiye uğratan yüksek volümdeki anlamsız seslerdir.
Gürültü mevcut olduğunda, gönderici ve alıcı fikir alışverişinde bulunamaz ve iletişim kaybolabilir. İş açısından gürültü, pazarlamacıların müşterilere mesaj göndermeden önce dikkate alması gereken çok önemli bir faktördür.
Örneğin, okuduğunuz gazetede yeni bir Rolex saat için bir reklam varsa, burada reklam, gönderenin ürünü tanıtan şirket, alıcı tarafta ise müşteri olduğu bir iletişim biçimidir.
Mesaj, reklamın kendisidir. Reklamı okumak yerine, gazetede reklamın yanında basılan yeni COVID Aşısı dikkatinizi çekiyor.
Böylece bu durumda haber, iletişim amacını yerine getirmeyen gürültü rolünü üstlenmiştir. Sinemada ağlayan bir bebek, dikkatinizi filmi izlemekten alıkoyan bir sese örnektir.
Geri bildirim, alıcının mesaj hakkında göndericiyle iletişim kurduğu zamandır.
Avantajlar
- Berlo’nun ve Aristoteles’in iletişim modellerinde eksik olan gürültü de dahil olmak üzere, modern iletişim modellerinin öğelerinin çoğu bu modelde ele alınmaktadır.
- Shannon ve Weaver, daha önceki iletişim modellerinde eksik olan matematiksel yönü verdiler.
Sınırlamalar
- Bu modelde geribildirim kavramı mevcut olmasına rağmen, buna çok az önem verilmektedir.
- Gürültü, daha sonra eklenen modelde eksik bir unsurdu.
Sonuç
Shannon ve Weaver’ın modeli, kaynaktan gelen mesajları kodlama ve kod çözme sürecini anlamada çok yararlı olan iletişim modelleri için matematiksel bir yaklaşım sunar.
Günümüz modellerinin çoğu bundan filizlendiği için bu model tüm iletişim modellerinin anası olarak kabul edilebilse de, yapılabilecek daha birçok iyileştirme var.
İlgili Akademik Makaleler: